22 Mart 2008 Cumartesi

Google'I tarif edecek tek kelime: GOOGLE

Hiçbir konuda anlaşamayan Larry Page ve Sergey Brin adlı iki öğrenci, bitirme ödevi olarak bir arama motoru yapmak konusunda anlaşıyor. Tasarladıkları arama motorunda referans kavramını ortaya attılar. Bu kavrama göre, diğer sayfalarda daha çok link verilen sayfalarda daha üstte yeralmalıydı. Bu fikrin Yahoo tarafından beğenilmemesi sebebi ile kendi şirketlerini kurmaya karar veriyorlar ve Google'ı 7 Eylül 1998'de kuruyorlar.

Google isminin ve logo renklerinin de ilginç bir anlamı var. Google kelimesi matematikte sonsuz sıfır anlamına gelen "googol"dan geliyor. Şirket amacının sonsuz bilgiyi internette toplamak olduğu hedefi vurgulanıyor. İlk başlarda maddi zorluklar nedeni ile bilgisayar kasası dahi alamıyorlar, bilgisayar parçalarını legolar ile başlıyorlar. Günümüzdeki klasik Google renkleri de bu legolardan geliyor.

Bir arama motorunun kapsamlı, hızlı ve sade olması gerektiğini düşünüyorlar. Ayrıca kendi kendine öğrenen ve kendini geliştiren bir algoritmanın gerekliliğine inanılıyor. Bu açıdan da sürekli olarak arama motorunu güncelliyorlar. İnternette müşteri sadakati düşük olduğu için sürekli gelişim ve yeniliğin şart olduğu düşünülüyor. Bu nedenle düşme evresi beklenmeden, tepedeyken yenilikler sisteme eklenmelidir.


Google.com (1998)


Google şu anda kazancının büyük bölümünü arama sonuçlarındaki reklamlar ve adwords hizmetinden elde ediyor. Dikkat çekici, bilgilendirici, eğlenceli, kişinin kendiyle ilgili reklamların internet ortamında sunulması diğer reklam mecralarına göre daha kolay ve sonuçları daha etkili olduğu için internette reklam trendinde hızlı bir artış bulunuyor.

İnternet dünyası bilgi, iletişim ve etkileşim olmak üzere üç dönemde incelenirse Google'in bilgi döneminin en önemli oyuncularından biri olduğu söylenebilir. Özellikle günümüzde kullanıcıların bilgi çağını yönettikleri düşünülürse Google'ın müşterilere verdiği önemin sebebi anlaşılmaktadır. İnternette 10 yıl önce 70 milyon kullanıcı varken bugün bu sayı 1.2 milyara ulaşmıştır. Bunların 3 milyarı cep telefonu ile interneti kullanmaktadır. Bu da gelecekteki geliştirmeler için öngörülmesi gereken önemli bir alandır.


Google için kullanıcı tabanlı içerik çok önemlidir. Bu sebepten dolayı bloglar ve forumlar arama sonuçlarında üstte yeralıyor. Hiçbir zaman reklam ön planda olmuyor. Google'ın her zaman öncelikli amacının kullanıcılarının beklentilerini karşılamak olduğu vurgulanıyor. Her şirket gibi Googleda amacı para kazanmak ve bunun için reklamlara ihtiyacı var. Ancak Google felsefesine göre insanlara para gözüyle bakılmamalı ve kullancııyı her açıdan sömürmeye çalışmak doğru değildir, çünkü Google'da para kazanma konusunda en üstte ki kural şöyle der: "Kötü olmadan da para kazanılabilir".

8 Mart 2008 Cumartesi

Kendinizi sepete ekleyin!

Bir restoran düşünün ki menüsünde hem patlıcan kebabını hem pizzayı hem de her türlü çin yemeğini bile bulabiliyorsunuz. Üstelik zahmet edip restorana gitmiyorsunuz, hiçbir ek ücret ödemeden yemeğiniz size geliyor. Bu saydıklarım ya bir hayalden ibarettir ya da siz Nevzat Aydın'ın kurduğu sanal restoran yemeksepeti.com'dan sipariş verdiniz.


Yemeksepeti'nin Kuruluşu ve Gelişimi

Aydın, Boğaziçi Ünivesitesi bilgisayar mühendisliğini bitirdikten sonra, MBA için Amerika'ya gitmiş. Amacı silikon vadisinde gerçekleşen teknolojik ilerlemeye yakından tanık olabilmek olduğu için gidebileceği en iyi üniversiteye değil Silikon vadisine daha yakın olan başka bir üniversiteyi tercih etmiş. Edindiği tecrübeler ile de doğru olduğuna inandığı bir zamanda okulunu dahi tamamlamadan Türkiye'ye dönüp 2001 Ocak'ta yemeksepetini.com kuruyor. Şu anda 350.000 üye, 2500 restoran ile hizmet veriyor. Günde ortalama 10000 adet sipariş alıyor. Sitenin bir de ingilizce versiyonu bulunuyor ve günde ortalama 350 kişiye hizmet veriyor.

Türkiye'de ticaret ortamı zor ancak kabul edilmek kolay, halk yeniliklere açık. Fransa'da mesela yemeksepeti.com tarzı bir sitenin yükselişi daha zor olurdu. Aydın'a göre "doğru konumlanmış bir proje internette, çok para gerektirmeden başarılı olabilir".

2000'lerde Türkiye'de internetin durumu kötüydü. Ancak başarılı olmak için ille de büyük yatırımlar şart değil. Sözgelimi şu anda batmış bi proje olan ixir o zamanlar 60 milyon dolar harcamıştı. Oysa yemeksepeti.com bugüne kadar toplam 180.000 dolara maloldu. Sitenin kurulmasından sonra ortaya çıkan 2001 mali krizi ise bir açıdan şirkete katkı sağladı. Bu sayede yemeksepeti.com'a rakip gelmesi geçikti, rakip geldiğinde ise yemeksepeti.com'a yetişmeleri için artık çok geçti. Buradan da anlaşıldığı gibi bir girişim için zamanlama çok önemli. Şayet 6 ay daha kalıp okulunu tamamlayarak Türkiye'ye dönmüş olsa belki de yemeksepeti.com hiç kurulamayacaktı. Ancak bu demek değildir ki yeterinde planlamadan işe başlamalı. Yemeksepeti.com'da da bu iş öncesinde 3 ay kadar süren planlama işleminin ne derece yararlı olduğunu zaman geçtikçe anlaşıldı. Şirketin kurulmasından 8 sene sonra dahi hala aynı iş modeli olduğu gibi kullanılıyor. Riskten korkmamak şirket prensibi kabul ediliyor. Diğer taraftan bakıldığında her ticari girişim bir risktir ve insan her yaşta büyük riskler alamaz. Aydın da bu anlamda doğru bir yaşta bu riski aldığını söylüyor.

Farklı Ama Doğru Bir İş Modeli

Hepsiburada.com ve benzeri iş modellerinden farkı operasyona ihtiyacı oluşu. Faaliyet gösterilen her ilde ofis olması gerekiyor. Yemeksepeti.com şu anda Türkiye'de 8 ilde hizmet sunuyor, bu sayı işletme hedeflerine göre iyi sayılabilecek bir büyüklük. Bir diğer fark ise normal satış sitelerine göre sipariş sayısının yüksekliği. Normalde bu oran ziyaretçilerin 1% iken yemeksepeti.com'da bu oran 41%, çünkü kullanıcılar doğrudan alışveriş için siteye geliyorlar.

Yemeksepeti.com yurtdışındaki benzer modellerden de farklı. Bu anlamda birçok ödeme ve sipariş iletim şekli var. Ancak Aydın, en doğrusunun kendi uyguladıkları yöntem olduğunu ve dünyadaki genel eğilimin de giderek bu noktaya kaydığını söylüyor. Bu modelin başarılı olmasının temel sebebi hem kullancıyı hem restoranı mutlu ediyor olması.

Modelin oluşturulmasını sağlayan restoran tabanlı nedenleri sıralarsak:

  • Restoran sabit ücret vermiyor, sipariş başı komisyon ile çalışılıyor
  • Restoran ürünün teslimatını kendisi yapmak istiyor, dışarıdan bir taşıyıcıya güvenmiyor
  • Restoran bilgisayar kullanmak istemiyor. Bu amaçla başlarda sipariş için telefon ve faks kullanıldı. Daha sonraları belirli bir seviye üzerinde satış yapan restoranlara POS makineleri verildi. Oratalama olarak bir POS makinesi 14 ayda kendi maliyetini çıkarıyor.
  • Restoranlar sonuç olarak normal üretim ve teslimat şekillerine en yakın şekilde hizmet vermeye devam ettiler.
  • Restoranlar anlık olarak promosyon uygulayıp kaldırabiliyorlar. Bu sayede altyapı her zaman güncel ve dinamik kalıyor.

Kullanıcı tabanlı nedenler ise:

  • Kredi kartını vermek istemiyor
  • Ürünün gelmesinden endişelenmek istemiyor, önceden ödeme yapmak istemiyor
  • Ürünlerin kalitesine inanmak istiyor, yanlış sipariş istemiyor
  • Şikayetleri karşısında düzgün muhattaplar istiyor
  • Farklı zamanlara dair, doğru menuler ile sipariş verebilme esnekliği istiyor
  • Böyle bir hizmete ek para vermek istemiyor

Sistemin genel işleyişi ise aşağıdaki şekilde özetlenmiştir:



Her şirkette olduğu gibi yemeksepeti.com da kuruluşundan bugününe birçok sorun ile karşılaştı. Bunlara örnek vermek gerekirse:

  • Başlarda restoranlar internet tabanlı bir sisteme güvenmek istemediler
  • Telefonla sipariş anlayışını yıkmaz zor oldu ve zaman aldı
  • Paketlerin iletiminde görevli çalışanların yeterince eğitimli olmayışı zaman zaman sorunlara sebep oluyor
  • Hatalı siparişler olabiliyor. Bu oran başlarda 13% iken şu anda 2% kadar düşmüş durumda

Kullanıcı Memnuniyeti Herşeyin Önünde

Yemeksepeti.com her zaman öncelikle kullanıcı memnuniyetini dikkate alıyor. Bu sebeple de birçok firma ile anlaşmalar kullanıcı şikayetleri sonucu sonlandırılıyor. Restoranlar sürekli olarak son 20 satışlarına göre puanlandırılıyorlar ve bu puanlara göre değerlendiriliyorlar. Kullanıcı şikayeti olan restoranların puanları inceleniyor, bazı şikayetlerde sıradan müşteri görünümündeki görevliler restoranı yerinde inceleyip değerlendiriyor. Puanların bir başka kullanım şekli de restoran şubelerinin kendi arasında kıyaslanabilmesi oluyor. Bu değerlendirmeyi yanıltmak amacıyla bazı restoranların zaman zaman hileye teşebbüs ettiği oluyor. Ancak bu gibi durumlar sürekli takip edilerek engelleniyor.

Yine müşteri memnuniyeti amacıyla her siparişte verilen notlar tek tek okunuyor. Günde 10000 civarı siparişin 24 kişi tarafından sürekli okunup takip edilmesi bile verilen değeri anlatmaya yetiyor. Herhangi bir sorunda "müşteri daima haklıdır" yaklaşımı esas alınıyor.

Kullanıcılara herhangi bir zamanda anında yardım sağlama amacı ile Türkiye'de benzeri az olan bir Canlı Yardım" uygulaması kullanılıyor. Botego firmasının hazırladığı arayüz ile telefona gerek kalmadan internet tarayıcısı üzerinden her konuda yemeksepeti ile görüşülebiliniyor.

Pazarlama ve Promosyon

Pazarlama amacı ile ilk günden bu yana ağırlıklı olarak internet kullanılıyor. Özellikle Google sunduğu Adword ile hem ölçülebiliyor hem de doğru hedef kitleye ulaşan reklamlar yayınlanıyor. Ancak günümüzde yeni yeni radyo reklamları da kulllanılmaya başlanmış. Radyonun seçilmesinde en etkin sebebin performans/fiyat oranının yüksek olması.

Bununla birlikte kullanıcı sadakatini arttırmaya yönelik çalışmalar da yapılıyor. Hediye ve promosyonlar veriliyor, harcama alışkanlıkları inceleniyor. Yapılan her uygulama ile yemeksepeti.com'un kulanıcının tarafında olduğu vurgulanıyor. Çünkü "hiçbir sadakat programı kötü hizmet ve ürünün üstesinden gelemez" ilkesine inanılıyor.

Yemeksepeti'nin Geleceği

Gelecek planına bakıldığında kullanıcı ve sipariş sayısı her geçen gün artıyor. Zaten çok büyük olan paket servis pazarında, modern hayatın yoğunluğu ve bayanların çalışma oranı da gözönüne alınarak büyümenin sürekli ve hızla devam edeceğine inanılıyor. Bu alandaki ilk firma olmak da gelecek açısından avantaj sağlıyor. Çünkü ilk olunca kuralları siz belirlersiniz, takipçiler sizin izinizden gitmek zorunda kalır. Tıpkı yemeksepeti.com'da olduğu gibi.

3 Mart 2008 Pazartesi

Artık saat, "saat" değil "alışverişsaati"

Üniversiteyi 10 senede bitiren genç bir girişimcinin elinde, Ümraniye'de bir kahvehanede ilk adımını atmıştı alisverissaati.com projesi. Bugün ise 4 yaşında, 4 milyon dolarlık ciroya sahip bir dev ve Kudret Çurey'in çizdiği vizyon çerçevesinde adımlarıyla bütün dünyayı sarsmaya hazırlanıyor.

Hikayenin Başlangıcı

Herşey Yıldız Teknik Üniversitesi makine mühendisliğinde okuyan 23 yaşındaki Çurey'in 2002 yılında Amerika'ya tatile gitmesiyle başladı. Çurey şunu farketti ki Amerika'da internet çok yaygın kullanılan bir araçtı ve daha da yaygınlaşmaktaydı. İnsanlar gündelik işlerini dahi internetten gerçekleştiriyordu. 1 aylık bu tatil bir anda bir araştıma gezisine dönüşmüştü. Bu süreçte Çurey, özellikle E-bay ile ilgili araştırmalar yaparak Türkiye'ye döndüğü zaman buradan nasıl kazanç sağlayabileceğini planladı.

Döndüğünde E-bay vasıtası ile yurtdışına aile mesleği olan mücevher-takı satışını gerçekleştirmeye başladı. Günde 22-23 paket gönderen bir müşteri olarak kargo firmalarının randevu aldığı birisi haline geldi bir anda. Bu süreçte para transferinde kayıp olmaması için Amerikan bankaları ile çalıştı. Ancak E-bay üzerinden işler giderek daha az karlı ve daha yorucu olunca farklı bir hedef belirlemesi gerektiğini anladı.

O sırada Türkiye'de alışveriş sitesi sayısı azdı ve herşey satılıyordu. Birçok sektör boştaydı. Bunların arasında araştırma yaparak saat sektörünü kendisine hedef seçti. Ancak bu sektöre doğrudan girmeden önce hepsiburada, ideefixe, kangurum gibi firmalar ile anlaşarak bu firmaların saat tedarikçisi oldu. Bu sayede hem sektörü büyüttü hem de tecrübe edindi. Tedarikçisini olmayı seçtiği şirketleri rakip olarak değerlendirmedi. Çünkü onlar herşeyi satıyordu, sadece saat satacak bir siteye rakip olamazlardı.

alisverissaati.com Açılışı ve Gelişimi

2003 yılı geldiğinde artık şartların farklı bir başlangıç için hazır olduğuna inandı ve alisverissaati.com'u kurdu. Başlarda en çok güvene önem verdi. Cep telefonunun çok kullanıldığı o senelerde her yerde şirket numarasını vererek "bizi arayın" imajı verdi. Amaç insanları internete alıştırmak, güven kazandırmaktı.

2004'tren itibaren "nasıl bir alışveriş sitesi" sorusunu sordu. Öncelikle görsel bir portal olarak düşündü. Yine amaç üye toplayıp insanların siteye katılımını sağlamaktı.

2006 yılına doğru sitenin tarzı yavaş yavaş daha çok alışveriş tarafına kaydı.

2007 yılında ise sitenin alışveriş tabanlı hali sunuldu. Ancak görsellik hala ön plandaydı, çünkü saat herşey bir yana aslında bir takıdır. Başlarda günde 3-4 ürün eklenebilirken, 4 yıl sonra bu sayı günde 300'e kadar çıktı. Eskiden sloganı "güven" olan alisverissaati.com artık "saat = alışverişsaati" parolası ile hareket ediyordu.

2008 yılında ise alisverissaati.com 60'tan fazla markayı satan, 150.000 kullanıcısı bulunan ve fossil.com'dan sonra dünyada Google üzerinde en çok saat araması yapılan ikinci site ünvanını taşıyor.

Mağazacılık


Başlarda işler kolay olmadı. Orta eğitimli esnaflara internetten saat satılabileceğini anlatmak ve destek almak zordu. Bu nedenle agresif pazarlama yöntemi seçildi ve ciddi görünmek için stok tutulmaya başlandı. İnternetten saat almak zaman ve çeşit açısından daha avantajlıydı. Uzun vadeler, taksitler ve yüksek indirimler ile müşteriler internete çekildi. Siteden bakıp dükkanlardan saat alanların sayısı siteden alanlardan çok daha fazlaydı ama site tarafından bakıldığında istenen etki yaratılmıştı.

2007 yılında mağazacılık da başladı. Mağaza hem güven arttırıcı bir olgu oldu hem de stok tutmak gerekiyordu. İnternet ve gerçek mağazanın fiyatları farklı olamazdı. Ancak ne mağazada internet fiyatı satılabilirdi ne de internette mağaza fiyatı. Her marka ve modelde gerek kar gerekse pazarlık marjları ayrı ayrı değerlendirilerek ortak fiyatlar belirlendi. 2008 ilk çeğreğinde toplam 15 mağaza sayısına ulaşıldı. Bunların arasında İstanbul'da saatçiliğin kalbi olan Sirkeci'deki mağaza bir internet mağazı konsepti üzerine oluşturuldu. İçeride LCD ekranlarda slaytların oldu farklı bir saatçi tasarlandı.

Casio ile bir anonim kurludu. Dahja önceleri sektörde ucuz saat olarak anılan Casio'nun gerçek değeri vurgulandı. Sadece Casio satan CasioPoint'ler açıldı. 4 senede 10 kat fazl ciro elde edildi. Şu anda CasioPoint'ler için birçok franchising başvurusu bulunuyor.

Mağazacılıkta en büyük rakip Konyalı Saat oldu. Ancak bu firmanın internet sitesi sadece mağazalara yönlendiren bir gösteri aracıydı.

Ani Zorluklar ve Çözümleri

4 senelik süreçte birçok defa sorunla karşılaşıldı, bunlardan başlıcaları ve çözümleri:
  • Teknik anlamda yaşanan bir sorun siteye erişimi kitledi, gerekli altyapı desteği ile sorun aşıldı.
  • Hukuki bir sorun nedeni ile şirket ceza yedi, knuda uzman avukatlardan yardım alınarak gerekli düzenlemeler sisteme eklendi.
  • Bir tedarikçinin hatası nedeni ile bazı müşterilere satın aldıkları saat temin edilemedi ve bu müşterilerin memnuniyeti için zararına ürün satılmak zorunda kalındı. çünkü güven olgusu zedelenmemeliydi.
Geleceğe Dair Planlar

Teknoloji bilmek önemlidir ancak şart değildir. Kullanıcılar aşırı teknolojik ve teknik bir site ile şablon bir siteyi ayırd edemez. Önemli olan özel olmak, özel bir hizmet sunmaktır. Özel olma olgusunun bozulmaması için sitede saat dışında bir ürün satılmadı ve hiçbir zaman da satılması planlanmıyor.

İlerleme ve yenilikçilik açısından dünyada tek odak noktaları Google. Çünkü internette Google ile bir milat yaşandı. İnsanların saati Google yerine alisverissaati.com'da yazması isteniyor. Saat denince akla gelen ilk şeyin alisverissaati.com olması isteniyor.

Yarına yönelik hedef uluslararası pazar. Global satış için saat kodlarının evrensel olması envanterlerin idaresinde bir avantaj sağlayacak. Uluslararası alanda pazar araştırmaları yapılıyor. Bu konuda E-bay de inceleniyor. Yeni ve yabancı bir isimle piyasaya girilmesi planlanıyor. Merkezi idaresi Türkiye'de olan ancak dağıtımı yerel olarak yapılan bir şirket modeli düşünüüyor. Bu modelde dünyada birçok şirket bulunuyor, Kartal'da merkezi bulunan Siemens de bu modele örnek verilebilir.

25 Şubat 2008 Pazartesi

embrio.com.tr'den E-ticarete Bakış

embrio.com.tr genel müdürü Hamit Kekeç'in yapmış olduğu sunum, e-ticaret alanında girişimcilik planlayanlar için başlangıç noktasından vizyona kadar nasıl bir yol takip edilmesi gerektiğini gösteren bir pusula olmuştur. Sunum içerisinde öncelikle e-ticaretin başlangıç kurallarından daha sonrada internetin doğrularından bahsedilmiştir. Bu bilgiler takiben gerçek firmalar ile örnekler üzerinde tartışılarak piyasa analizi yapılmıştır.

Kekeç'e göre bir işin başarısını etkileyen faktörler daha ilk aşamada belirlenmeye başlamaktadır. Ancak büyük düşünenlerin büyük işler gerçekelştirebildiği günümüz çağında insan yetenekleri, doğru vizyon ve stratejik işbirlikleri ile birleştirilmelidir. Ancak büyük düşünmek büyük yanlışlara sebep olmamalıdır. Yanlış seçimler ve stratejiler beklenen zirvelere erişilmesini engelleyebilir. Unutulmamalıdır ki internet dünyasında ya 1 numarasınızdır ya da hiç. Bu bağlamda başarı için gerekli 4 doğrudan sözedilebilir:


  1. Doğru insan e-ticaretin temelini oluşturur. Günümüzde bilgi, yeteneğin gerisinde kalmıştır. Ancak doğru bir vizyon ve iyi bir lider ile seçilen amaçlara erişilmesi mümkündür


  2. Doğru insandan sonra doğru iş sırada gelir. Bir işi seçerken ya ilk olunmalıdır ya da bu işin doğru yapılmadığına inanıp doğrusunu üretmek hedeflenmelidir. Örnek olarak Google, dünyanın en büyük internet şirketlerinin olduğu arama motoru piyasasına en alttan girdi. Ancak arama motoru işlevinin doğru yapılmadığına inanıyordu ve inandığı sistemi uygulayarak bugünlerine ulaştı. Aynı şekilde embrio.com.tr'nin bir e-ticaret uygulaması olan tio.com.tr de ucuz fiyat arama sistemlerinin eksik olduğuna inanıp bu pazara girmiş, 3 ay gibi kısa sürede 7 senelik sektörü geride bırakmıştır. Önemli nokta şudur ki anlaşılması basit doğru bir hedef belirlemeli, bu hedefe kilitlenmeli ve doğru bir süreç sonucunda müşteri açısından fark yaratarak sonuca ulaşmak amaçlanmalıdır. Bu anlamda kendi alanında bir ilki gerçekleştiren tio.com.tr, ürünlerin doğrudan satın alınmasını sağlayabilen ilk fiyat arama sistemidir.

    Yapılan işler interaktivitesi bol, merak uyandıran yenilikler olmalıdır. Genişletilip, büyütülmesi kolay yani sürtünmesi düşük işler olmalıdır. Her yeni anlaşmalı kurum için çok az bir geliştirme yapılmasını gerektiren tio.com.tr buna alanda da örnek olabilir. Ancak sürtünme az olduğunda hızlı bir büyüme gerçekleştirilebilir. Yeterli bir hedef kitle seçilerek güvenilir ve yenilikçi bir marka imajı yaratılmalıdır.


  3. Doğru iş seçildikten sonra sıra doğru pazarlamadadır. Günümüzde alışılmış reklam ve pazarlama uygulamaları yeterli verimi sağlamamaktadır. Artık sahaya inip performansın gösterimin önünde olduğunu kanıtlamak gerekmektedir. Şirketler konuşulacak işler yapıp, hikayeler kurgulayarak kendi gündemini oluşturmalıdır. Sözgelimi yakın tarihin en büyük sıçramalarını gerçekleştiren google ve youtube'un birer garaj şirketi olup, yavaş yavaş buralara geldiği konuşulur. Kekeç bunların pazarlama amaçlı birer hikayeden ibaret olduğuna inanıyor. (Şahsen bu fikre katılıyorum)


  4. Doğru pazarlama da belirlendikten sonra geriye kalan tek şey doğru hızdır. Hedeflerin doğru belirlenmesi ve kademe kademe zaman üzerinde doğru konumlandırılması gereklidir. İlk ya da doğru ilk olmak ve her zaman ilk kalmayı başarmak gerekir. Kritik rekabet avantajını bilip, bu yönde odaklanmak şarttır. Nerede para kazanılacağı, nerede nefes gerektiği önceden belirlenmelidir. (Nefes: bir firmanın para kazanmayı amaçlamadı süre zarfında destek amacı ile dışarıdan temin ettiği para)


Bütün bu 4 doğru belirlendikten sonra yeterli azim ve şans faktörü de yanınızda ise başka birşey yapmanıza gerek kalmayacaktır, çünkü başarı sizi kendiliğinden bulacaktır.